İhracatçılara yeni finansal destekler

TÜRK EXİMBANK GENEL MÜDÜRÜ HAYRETTİN KAPLAN
“İhracatçı altı sektörde atak yapmalı”

“Kredi programlarımızdan yararlanan firma sayısı bundan beş yıl önce 3 bin düzeyinde iken, 2015 yılı sonu itibariyle 5 bin 720’ye yükselmiştir. Sigortalı firmalarımızla birlikte bu sayı 7 bine ulaşmaktadır. Ülkemizde ihracat kredilerinin bankacılık sektörünün toplam kredileri içindeki payı ise son dönemde yüzde 7-8 aralığında değişmektedir. Bankamızın sağladığı toplam finansman desteği ile 2010 yılı sonunda toplam ihracatımızın yüzde 7,8’si finanse edilirken, 2015 sonunda bu oran yüzde 21’e kadar yükselmiştir. Toplam finansman desteğimizi 2016 yıl sonu itibariyle 86-87 milyar TL düzeyine yükseltmeyi, böylece ihracatı destekleme oranımızı korumayı hedefliyoruz. Türk ihracatçıları motorlu taşıtlar, makine ve elektrikli cihazlar, demir-çelik ile tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde gücünü pekiştirecek adımlar atmalı. Bunun için de katma değeri yükseltecek, ürünün birim satış fiyatını artıracak, üretim sürecini daha fazla bilgi odaklı hale getirecek ve markalaşacak adımların atılması gerekmektedir. İhracatçılarımız açısından önemli bir risk unsuru yeni bir pazara hakkında hiçbir şey bilmeden girmeleridir. Yeni bir pazara girmek isteyen ihracatçılarımızın ve müteahhitlerimizin söz konusu pazar hakkında bilgi edinmeleri ve uzun vadeli bir giriş stratejisi oluşturmaları gerekmektedir.”

TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ (TİM) BŞK. MEHMET BÜYÜKEKŞİ
“Firmaların yüzde 40’ı kur riskinden korunmuyor”

“Türkiye’nin ihracatı 2001’de 31,3 milyar dolar seviyesinden 2015’te 4 kattan fazla artarak 144 milyar dolar seviyelerine geldi. Türkiye’deki ihracatçı firma sayısı ise son beş yılda yüzde 22 artarak 53 bin 282’den 65 bin 10/ye yükseldi. Son bir yıl içinde doların Euro’ya karşı yaklaşık yüzde 20 değer kazanması sonucunda ihracatında ve ithalatında farklı para birimleri kullanan birçok firmamız açık pozisyonda kaldı. Son dönemde dolarda yaşanan artışı öngören firmalarımız kur risklerini hedge ederken, bu artışı öngöremeyen firmalar ise maalesef kur kaynaklı zarar ettiler. Firmalarımızın yaklaşık yüzde 40’ının kur riskinden korunmak için hiçbir uygulamada bulunmadığını görüyoruz. Eximbank’ın firmalarımıza sunduğu en önemli kredi tipi, Merkez Bankası ite birlikte organize ettikleri reeskont kredisidir. Diğer ticari bankalara göre daha uygun maliyetli olan bu kredi, firmalarımızın uygun maliyetli finans kaynağı yaratabilmesinde çok önemli bir adım. Son dönemde hükümetimize sunduğumuz taleplerimiz arasında, ihracatçı firmaların kredi kullanım şartlarında iyileştirmeler talep ettik. Özellikle teminat mektubu konusunda bazı çalışmalar var. Kredi kullanımı için gereken kıymetli evraklarla ilgili TİM olarak biz de çalışmalar yürütüyoruz.”

COFACE TÜRKİYE GENEL MUDURU EMRE ÖZER
“En riskli bölge Latin Amerika”

“Sektör bazında enerji, çelik ve inşaat sektörleri en yüksek risk kategorisinde. Coface tarafından analiz edilen 12 sektör arasında, sağlık sektörü küresel olarak en az riskli sektör konumunda. Bölgesel olarak ise Latin Amerika’nın halen dünyadaki en yüksek riskli bölge olduğunu söyleyebiliriz. Avrupa ivme kazanmasına rağmen, Avrupa Birliği ile beklenen ayrılmanın gerçekleşmesi sonrasında Ingiltere’de üç sektör takip altına alındı. Kısa vadede, sterlinin değer kaybetmesi sebebiyle artan ithalat fiyatları inşaat sektörünü baskılayacak gibi görünüyor. Tıbbi ilaç ve otomotiv sektörlerinin ürünleri en yoğun ihraç edilen ürünler arasında yer aldığından dolayı, bu sektörler giriş engellerinden olumsuz etkilenebilirler. ABD’de büyüme performansı 2016 yılında ivme kaybediyor ve perakende satışları yavaşlıyor. Kamu harcamalarının kısılmasını öngören politikalar yükselen Asya ülkelerini de etkiledi. Bu durum, müşterilerin ödemelerindeki gecikmelerin artması sebebiyle şirketlerin borçlarının rekor düzeylere ulaştığı inşaat sektörü için özellikle geçerli.”

EULER HERMES TÜRKİYE CEO’SU ÖZLEM OZUNER
“Doğu Avrupa ülkeleri cazip”

“AB’ye olan ihracatımız artış yönünde umut vermeye devam ediyor. Son çeyrekte özellikle otomotiv, hazır giyim ve kimya sektörlerimizin artan hacimler ile AB ülkelerine daha yoğun ihracata yönelmesi b bekleniyor. Özellikle Doğu Avrupa’da bulunan AB ülkelerinin büyüme rakamları umut verici. Örneğin Romanya ilk yarıyıldaki yüzde 6 büyüme oranıyla bizim için cazip bir ihracat pazarı olmayı sürdürüyor. Slovakya aynı dönemde yüzde 3,7 büyüme oranıyla canlı pazarlardan birisi olmaya aday.

Polonya ve Bulgaristan ise yüzde 3 büyüme oranlarıyla ihracatımızı artıracağımız aday ülkelerden ikisi olabilir. İhracatçılarımız kur riskinden korunmak için mutlaka forward işlemleri yapmalılar.

Benzer şekilde alacak riskini yönetmek için de alacak sigortası yaptırmalılar. Türkiye’ye ihracat yapan ve bizim sigortalımız olan birçok firma alacak sigortası olmadan herhangi bir satış bağlantısı kurmuyor. İhracatçılar alacak sigortası poliçelerini teminat göstererek uygun faizli banka fonlaması da yapabilirler. Böylece finan-sal giderleri daha makul seviyeye gerileyecektir!’





Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir