Kobi Kredi ve Kobi Hibe Destekleri 2016

Genç fikirlerin önü açılacak

Rekabetçi Sektörler Programı’nda 7.8 milyon euro kaynak ayrılan Erciyes Teknopark Bölgesel İnovasyon Merkezi Projesi, Kayseri ve çevre illerdeki KOBİ’leri ve yenilikçi fikirleri olan genç girişimcileri destekleyecek. İnovasyon merkezinin inşaat çalışmaları bitirilirken, laboratuvarın gerekli ekipmanı temin edilerek tamamlandı. İki ay içinde de diğer ofis malzemeleri temin edilecek.

Fikir aşamasındaki projelerin serpilip geliştirilmesi için Erciyes Teknopark Projesi’nde yer alan “sera” bölümünde, genç girişimcilere projelerini geliştirmek, test etmek ve pazara sunmalarını sağlamak için ihtiyaç duydukları destekler verilecek.

Sanayi Bakanlığı, Rekabetçi Sektörler Programı çerçevesinde 405 milyon euro kaynak kullandıracak. Programın öncelikleri özel sektörün geliştirilmesi, bilim-teknoloji-inovasyon ve kapasite geliştirme olarak belirlendi. 2016 sonunda çağrıya çıkılacak.

rekabetci-sektorler-programi

AVRUPA Birliği-Türkiye mali işbirliğinin 2014-2020 yıllarını kapsayan yeni döneminde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 405 milyon euro kaynağı Rekabetçi Sektörler Programı çerçevesinde kullandıracak. Büyük altyapı yatırımlarından Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına, KOBİ’lerin finansmana erişim desteklerinden, kümelenme ve kapasite geliştirmeye kadar çeşitli projelerin finanse edildiği programın yeni dönem öncelikleri, özel sektörün geliştirilmesi, bilim-teknoloji-inovasyon ve kapasite geliştirme olacak. Rekabetçi Sektörler Programı çerçevesinde 2016 yılı sonuna doğru özel sektörün geliştirilmesi kapsamında imalat sanayinde proje çağrısına çıkılacak. 2007-2013 yıllarını kapsayan mali işbirliği dö-neminde Van’dan Hatay’a, Kastamonu’dan Trabzon’a 43 il için tasarlanan projelerin desteklendiği Rekabetçi Sektörler Programı, yedi yıllık yeni mali işbirliği döneminde tüm Türkiye’ye yaygınlaşacak.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı AB ve Dış ilişkiler Genel Müdürlüğü AB Mali Programları Daire Başkanı Murat Altun, Rekabetçi Sektörler Programı çerçevesinde yeni dönemde izlenecek stratejileri anlattı…

100 MİLYON EURO’LUK HAVUZ

AB-Türkiye mali işbirliğinin 2014-2020 yıllarını kapsayan yeni döneminde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na yüzde 15’i ulusal katkıdan karşılanmak üzere 405 milyon euro kaynak ayrıldığına dikkat çeken Altun, şimdiden 100 milyon euro’luk bir proje havuzu oluşturulduğunu vurguladı. Proje portföyünü geliştirmek istediklerini söyleyen Altun, bu nedenle 2016 yılının sonuna doğru proje çağrısına çıkmayı planladıklarını açıkladı. Proje çağrıları sonrasında gelen proje seçimlerini takiben desteklerin kullandırılmaya başlanacağını ifade eden Altun, “Geçmişte coğrafi odaklanma stratejisi nedeniyle desteklediğimiz projeler belirli alanlara yoğunlaşmıştı. Yeni mali işbirliği döneminde desteklerden tüm Türkiye yararlanabilecek” dedi.

YENİ DÖNEM ÖNCELİKLERİ

Altun, programın yeni dönem önceliklerini özel sektörün geliştirilmesi, bilim-tek-noloji-inovasyon ve kapasite geliştirme olarak belirlediklerini açıkladı. Program kapsamında yeni döneme 10 adet proje ile başladıklarını ifade eden Altun, 2016 yılı sonuna doğru proje teklif çağrısına çıkarak, proje havuzunu kaliteli projelerle artırmayı hedeflediklerini belirtti. Projelerden bazılarında ihale dokümanı hazırlıklarına başlandığını dile getiren Altun, “Ancak bu uzun ve meşakkatli bir süreç, proje sahip ve ortakları ile karşılıklı toplantı ve çalışmalarımız devam ediyor. Bu projelerimiz arasında alanında Türkiye’nin tartışmasız en yetkin kuramlarından biri olan TÜBİTAK MAM ile oluşturduğumuz proje en kapsamlı ve etkili projelerimizden biri. Kısaca INNOFOOD Projesi dediğimiz ve ‘Gıda Sektörü Anadolu Teknoloji Platformu’ ile gıda ve içecek sektörünün üretim kapasitesinin ve kalitesinin artırılmasının yanında, sektörde ciddi anlamda boşluk bulunan Ar-Ge konusuna yakınsama sağlamayı da amaçlamaktadır. Şanlıurfa, Giresun, Gaziantep ve Kocaeli illerimizde uygulanacak projenin toplam bütçesi yaklaşık olarak 30 milyon euro” dedi.

KİMLER BAŞVURABİLİR

Rekabetçi Sektörler Programı’ndan şimdiye kadar Türkiye ortalamasının yüzde 75’inin altında kalan 43 il için tasarlanan projeler yararlandı. Kamu kurumlan, sivil toplum kuruluşları, sanayi-ticaret odaları, birlik ve borsa benzeri iş dünyası temsilcisi çatı kuruluşlar, dernekler, vakıflar, kooperatifler, üniversiteler, küçük sanayi sitele-ri-organize sanayi bölgeleri yönetimleri, araştırma merkezleri, belediyeler ve kaymakamlıklar gibi kar amacı gütmeyen kuruluşlar mali destek aldı.

Yeni dönemde tüm Türkiye’den projeleri kabul edebileceklerini söyleyen Altun, yeni dönem hedeflerini ise uluslararası ticarete konu olan bölgesel değer zincirlerine odaklanarak, KOBl’lerin değer zincirlerine entegrasyonunu güçlendirmek, ortak kullanıma yönelik tesislerde katma değeri yüksek ürünlerin imal edilmesini sağlayacak makine ve donanıma katkı sağlamak olarak özetledi. Yeni dönemde Ar-Ge ve yeniliğin desteklenmesinin daha da büyük bir önem kazandığına dikkat çeken Altun, “Teknoloji geliştirme bölgeleri, araştırma merkezleri, teknoloji merkezleri, teknoloji transfer merkezleri gibi Türkiye’de var olan teknoloji ve yenilik altyapısını daha işlevsel hale getirmeyi amaçlıyoruz. Üniversite-sanayi işbirliğini içeren projelerle bölgesel yenilik sistemleri ve değer zincirlerine odaklanarak Ar-Ge ürünlerinin ticarileşmesi ve teknoloji transferinin artması temel önceliklerimizden” dedi.

ÖNCELİKLİ ALAN İMALAT SANAYİ

Altun, program kapsamında yılsonuna doğru özel sektörün geliştirilmesi kapsamında imalat sanayi alanında proje teklif çağrısına çıkmayı hedeflediklerini de açıkladı. Bu aktivitenin en çok bütçe ayırdıkları kalem olduğunu belirten Altun, imalat sanayi alanında Türkiye’nin bir dönüşüme ihtiyacı olduğunu vurguladı. İmalat sanayinin teknolojik dönüşümü ve uluslararası değer zincirlerine entegrasyonunun öncelikli hedefleri olduğunu kaydeden Altun, seçilecek projelerin de bu kapsamda değerlendirileceğini aktardı.

Altun, “Özellikle bugünkü uluslararası literatürü domi-ne eden Endüstri 4.0, nesnelerin interneti, robotik teknolojiler ve akıllı üretim sistemleri kavramla rının Türkiye’de ivme kazanmasında Rekabetçi Sektörler Programı gibi araçlar, itici güç olacaktır” ifadelerini kullandı.

38 PROJE SÖZLEŞMEYE BAĞLANDI

Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında, bu zamana kadar 38 projenin sözleşmeye bağlandığını söyleyen Altun, programın ilk döneminde ayrılan yaklaşık 500 milyon euro bütçe ile 47 projeyi tamamlama yı hedeflediklerinin altını çizdi. Program kapsamında bu zamana kadar projelerin Van’dan Yozgat’a, Samsun’dan Hatay’a, kişi başı milli geliri Türkiye ortalamasının yüzde 75’inin altında kalan 43 il için tasarlandı ğını ve hayata geçirildiğini anımsatan Altun şunları söyledi: “Projelerimizin program uyarınca belirlenen hedeflere ulaşmak amacıyla hedef bölgede yer alan 43 ilde ihtiyaç duyulan sektörel öncelikler göz önünde bulundurularak geniş bir yelpazede tasarlanması amaçlandı. Böylece Rekabetçi Sektörler Programı’nın ilk döneminde ayrılan yaklaşık 500 milyon euro bütçe ile 47 projeyi tamamlayacağız, ilk dönem için tahsis edilen yaklaşık 500 milyon euro’luk bütçenin 420 milyon euro tutarını hayata geçen 38 proje kapsamında sözleşmeye bağladık ve toplamda 300 milyon euro ödeme yaparak yatırıma dönüştürdük. Önümüzdeki dönem için sağlanan 405 milyon euro kaynakla destek sağlanan proje sayısını artırmayı amaçlıyoruz. “

FİNANSA ERİŞİME 130 MİLYON EURO

Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında KOBI’lerin finansa erişim ihtiyaçları da dikkate alınıyor. Kredi garanti, girişim sermayesi ve teknolojinin ticarileştirilmesi amacıyla 3 projenin geliştirildiği Program çerçevesinde, finansa erişim imkanlarına yönelik projelere toplam 130 milyon euro kaynak ayrılıyor.

Murat Altun, Türkiye’nin bölgesel nitelikli ilk garanti mekanizması olan Büyüyen Anadolu’ya Kredi Kolaylıkları (BAKK) Projesi’ne 62.5 milyon euro, G43 Anadolu Girişim Sermayesi Fonu’na 16.3 milyon eu-ro, Teknoloji Transferini Hızlandırma Fonu Projesi’ne 50.5 milyon euro ayrıldığım ifade etti.

Yeni dönem öncelikleri dikkate alınarak, önümüzdeki dönemde yer verilecek finansal araç projeleri için net bir rakam vermenin doğru olmayacağını ifade eden Altun, “Programımızın faaliyetleri kapsamında belirlenen ihtiyaçlara göre bu projelerin bütçeleri belirlenecek” dedi.

10 BİN İŞLETMEYE 650 MİLYON EURO

BAKK Projesi çerçevesinde, 2011’den bugüne 43 ilde yaklaşık 10 bin işletmeye 650 milyon euro kredi kolaylığı sağlandı. BAKK projesinde ulaşılmak istenen işletme sayısı açısından hedefin hali hazırda gerçekleştirildiğini söyleyen Altun, 2017 sonunda da 1 milyar eu-ro’nun üzerinde bir kredi hacmi yaratılmasının hedeflendiğini belirtti.

BAKK Projesi’nin sunduğu imkanlardan yararlanmak isteyen mikro işletmeler veya KOBİ’lerin milli geliri ülke ortalamasının yüzde 75’inden düşük 43 ilde faaliyette bulunması veya kurulacak olması gerektiğini belirten Altun, bununla birlikte halen bu illerin dışında faaliyetlerini yürüten ancak hedef bölgede yatırım yapmak isteyen mikro işletme ve KOBİ’lerin de BAKK’ın sunduğu fırsatlardan yararlanabildiğim dile getirdi. Kredi kolaylıklarından 10 kişiden az çalışanı ve yıllık 2 milyon euro’dan az cirosu olan mikro işletmeler ile AB-KOBt tanımına uygun olarak 250 kişiden az çalışanı, yıllık 50 milyon euro’dan az cirosu veya toplam varlığı 43 milyon euro’nun altında olan KOBİ’ler yararlanabiliyor.

ALTI FİRMAYA 20 MİLYON EURO

G43 Anadolu Girişim Sermayesi Fonu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nm Rekabetçi Sektörler Programı çerçevesinde Avrupa Yatırım Fonu ile birlikte Türkiye’nin ilk bölgesel girişim sermayesi projesi olarak geliştirildi. 20 milyon euro büyüklüğündeki fon ile yatırımın en az yüzde 50’sinin GAP Bölge-si’ne, diğer yüzde 50’sinin ise kişi başına düşen gelirin ulusal ortalamanın yüzde 75’in altına düştüğü bölgelere yapılması amaçlanıyor.

Bağımsız fon yöneticisi tarafından şu ana kadar iki firmaya yatırım yapıldığını açıklayan Murat Altun, bu firmalar BRN Yatak ve Yü-Ce Medikal olduğunu vurguladı. Altun, 2017 yılı sonuna kadar toplam altı firmaya 20 milyon euro’luk yatırım yapılmasının hedeflendiğini söyledi.

TEKNOLOJİ TRANSFERİ HIZLANDIRICI

Program kapsamında Teknoloji Transferi Hızlandırıcı Projesi çerçevesinde 55 milyon euro büyüklüğünde Türkiye’nin ilk teknoloji transferi fonu oluşturuldu.

Bağımsız fon yöneticileri geçen yıl belirlendi, yatırımlara başlandı. İlk belirlenen ve Türkiye’nin, teknolojinin fonlanmasmdaki en büyük yatırım fonu olan 30 milyon euro büyüklüğünde Diffusion Capital Partners ve İkincisi ise yaklaşık 25 milyon euro büyüklüğünde ACT Ventures. Murat Altun, iki fon yönetici şirketin de alanında en iyi uzman kadrolardan oluştuğunu ve profesyonel bir biçimde bağımsız yatırımlarını sürdürdüğünü belirtti.

Proje ile fikri mülkiyet temelli projelere, start-up’lara, üniversitelerin bilgi ve becerilerini ticarileştirmek amacıyla kurulan şirketlere (spin-off) ve KOBt’lere öz sermaye ortaklığı karşılığında fikri mülkiyet varlıklarına yatırım amaçlandığını söyleyen Altun,

“Belirtmem gereken diğer bir husus ise projede politika ortağımız TÜBİTAK TEYDEB Başkanlığı ve proje yürütücüsü kurum Avrupa Yatırım Fonu. Ayrıca projede 20 adet teknoloji transfer ofisine ileri düzey teknik yardım sağlamak üzere Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı’da ekibe dahil oldu. Alanındaki tüm kurumlar bu projenin başarılı bir model olarak hayata geçmesinde elini taşın altına koymuş durumda. AB-Türkiye Cumhuriyeti mali işbirliği ile Türkiye’de ilk kez bu ölçekte bir fonla desteklenecek olan akademisyenler, araştırmacılar, teknoloji üreticileri ve girişimciler, gerçekleştirecekleri çalışmalarına yatırım yapılması imkanına sahip olacaklar” dedi.

YENİ İŞGEM’LER KURULDU

Program kapsamında bu zamana kadar 43 kentte hayata geçirilen projelere verilen destekler arasında Iş Geliştirme Merkezleri (İŞGEM) de yer alıyor. Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında Kastamonu, Tokat, Malatya, Osmaniye, Yozgat Sorgun, Elazığ, Gümüşhane, Bingöl, Sivas ve Van’da yürütülen ve toplam bütçeleri 60 milyon euroyu geçen projelerle yeni İŞGEM’ler kurulması ve mevcut merkezlerin genişletilmesi planlanıyor.

Kayseri, Gaziantep ve Elazığ illerinde yürütülen teknopark projeleri ile bölgedeki girişimcilere fikirlerini hayata geçirme ve ticarileştirme için hem teknik hem de altyapı desteği sağlanıyor. Projelerin toplam bütçesi yaklaşık 22 milyon euro.

BÖLGELERE YÖNELİK PROJELER

Program, bölgelere özgü sektörlere ve ürünlere ilişkin mevcut potansiyelin daha verimli kullanılması sağlayacak projelere de mali kaynak sağlıyor. Karadeniz çayını bir dünya markası yapmayı hedefleyen, bölge çay üretiminde eksikliği hissedilen ürün çeşitliliğini sağlayacak ve kalite standartlarını kontrol edecek bir Çay Araştırma Merkezi kuruluyor. Yaklaşık 10 milyon euro kaynakla Rize’de inşa edilecek tesiste üreticilere birçok farklı alanda teknik eğitim ve danışmanlık hizmeti verilmesi de planlanıyor.

Fındık üretimi, depolanması ve üreticinin fındığı daha yüksek fiyata satmasını sağlayacak bir proje ise Giresun’da hayata geçiriliyor. Fındık Lisanslı Deposu ve Fındık Borsası Projesi’ne Program’dan yaklaşık 9.5 milyon euro kaynak sağlanıyor. Ordu’da tüketiciye daha kaliteli bal ulaştırılması, bölge balının markalaştırılması ve arı ürünlerinin çeşitlendirilme-sini sağlayan 8.3 milyon euro kaynaklı Arım Balım Peteğim Projesi hayata geçiriliyor.

TURİZM PROJELERİ DE VAR

Türkiye’nin özellikle doğu bölgelerinde mevcut turizm potansiyelinin altyapı desteği ve teknik yardım ile güçlendirilmesi için program kapsamında bir dizi projeye mali destek olunuyor. Yaklaşık 9 milyon euro kaynak sağlanan Mardin Sürdürülebilir Turizm Projesi ile Tarihi Mardin Birinci Cadde üzerinde yer alan dükkanların dış cepheleri, kentin kültürel mimarisine uygun bir şekilde yenilendi. Bölgenin önemli tarihi zenginliklerini barındıran Adıyaman ve Şanlıurfa’da, Cendere Köprü-sü’nden Göbekli Tepe’ye birçok tarihi alanda yapılan altyapı çalışmaları ile birlikte bölgeye yaklaşık 17 milyon euro teknik destek veriliyor. Baltık mimarisinin örneklerini günümüze kadar taşıyan Kars, turizm potansiyeli yüksek bir başka kent olarak dikkat çekiyor. 10 milyon euro bütçeyle hayata geçirilen projeyle kent, Avrupa’nın ve dünyanın önemli turizm merkezleri arasına taşınmaya hazırlanıyor.

Şanlıurfa’da Hububat Borsası ve Lisanslı Depo kuruluyor

Rekabetçi Sektörler Programı çerçevesinde yürütülen ve Şanlıurfa Ticaret Borsası tarafından sunulan “Hububat Borsası ve Lisanslı Depo Projesi”, Avrupa Birliği ve Türkiye tarafından 9.5 milyon euro yatırımla destekleniyor. Şanlıurfa’nın tarıma dayalı sanayi altyapısını iyileştirerek sağlıklı bir üretim-satış sistemi kurmayı amaçlayan proje, bölgedeki tarım işletmeleri ve KOBİ’lerin rekabet gücünü artırmayı hedefliyor. İnşaatın Ağustos 2016’da bitmesi bekleniyor. Projenin tüm bileşenlerinin ise 2017 yılı sonuna kadar tamamlanması hedefleniyor. Proje ile bölgenin ilk sanslı deposunun kurulacağını söyleyen Murat Altun, “Lisanslı depolar ve spot borsalar ile üreticinin ürünü hem değer bulacak hem de bu yapılar gıda sanayi için devamlı güvenli girdi sağlayabilecek” diyor.

Ödeme nasıl yapılıyor?

Rekabetçi Sektörler Programı, hibe veren diğer AB programlarından ayrışıyor. Programda, proje sahiplerine doğrudan ödeme yapılmıyor. Projenin bütçesi çerçevesinde proje faaliyetleri ile ilgili AB kurallarına uygun ihaleler yine Bakanlığın bünyesinde düzenleniyor. İhaleyi kazanan firmalar proje faaliyetlerini gerçekleştirdikçe ve dönemler itibari ile ödeme alıyorlar. Altun, ileriki zamanlarda doğrudan bireysel başvuru yöntemiyle hibe verilmesinin söz konusu olması durumunda proje sahiplerine hibe sözleşmesi çerçevesinde ödemeler yapılabileceğini vurguladı.

Başvuru koşulları

Yeni dönemde programa başvurunun ön şartı geliştirilecek projenin, programın, eylemlerinin altında yer alan aktivitelere ve bu aktivitelerin hedeflerine uygun olması. Programın yeni dönemi için 3 ana eylem belirlendi: Özel sektörün geliştirilmesi, bilim-teknoloji-inovasyon ve kapasite geliştirme.

Görüşmeler başladı

Rekabetçi Sektörler Programı’nın verdiği mali destek, Programın birinci dönemi için tamamlanmış durumda. Programın ikinci dönemi için ise “merkezi kamu kurumlarıyla” geliştirilebilecek projeler üzerinde görüşmeler başladı. Diğer projeler için henüz proje başvuru süreci başlamadı.

Değerlendirme süreci

Çağrı sürecinde projelerin sunumundan ^önceliklendirilerek kamuoyuna duyurulmasına kadar, geçen süre yaklaşık olarak altı ay. Bu süreler, KOBİ’lerin bireysel başvurularının kabul edilmesi halinde daha kısa olacak.

Şerafettin AŞUT / Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı
“Bürokrasi engel olmamalı”

İş dünyası temsilcileri olarak verimlilik en temel konumuz. Kendi işlerimizde verimliliğe önem verdiğimiz gibi, ülke ekonomisinin yatırımlarında de verimli olanlara öncelik verilmesi aklın ve mantığın gereği. Yeter ki öncelikli alanlar siyaset üstü bir şekilde, kent milliyetçiliği yapılmadan, tarafsız bir tavırla, bilimsel ve akılcı bir şekilde belirlensin. Verimlilik esas olsun. Bizim her yatırım Mersin’e yapılsın gibi bencil bir tavrımız olamaz amaıeger Mersin ülkenin en önemli limanına sahipse, İstanbul dan sonra en büyük dış ticaret kenti ise ve bir lojistik ussu ise o zaman Mersin bir lojistik merkezi ile bir havalimanını hak ediyor demektir. Bu kent vergi verme oranı ile ülke beşincisi ise sanayi yatırımı için arazi tahsisi yapılabilmelidir. Bürokrasi sorunu bunlara engel olmamalıdır. Bu ashnda ülkeye bir hizmettir. Eger bu yatırımlarda, desteklerde verimlilik esas alınırsa, lokal bazda bu işe değer verilirse, yerel talepler daha çok değerlendirilirse ekonomimizin daha da gelişeceğine gönülden inanıyoruz. Mersin projecilik anlamında oncu ve tecrübeli illerin başındadır. Özel ve kamu kurumlarımız, şirketlerimiz projecilikte gittikçe daha bilinçli hale geliyor ve ayağı yere basan projeler üretiyor.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak sürekli verdiğimiz proje eğitimleri, bilinçlendirme çalışmaları ve proje uzmanlarımızla firmalarımızın yanında olduk, olmaya da devam ediyoruz. Gururla ifade etmek isterim ki, kalkınma ajanslarının kurulması konusunda Mersin ış dünyasının büyük katkısı oldu. Oda olarak kentin resmi ve özel tum dinamiklerini bir masada buluşturarak 2006 yılında AB 7. Çerçeve fonlarından yararlanarak Türkiye’nin ilk bölgesel fnovasyon stratejisi projesi olan RIS-MERSIN’ı [Regıonal Innovation Project] hayata geçirdik ve bu yıl sonlandırdık. Proje başarılı oldu, bu yıl RİS-MERSIN PLUS adlı proje Çukurova Kalkınma Ajansı’ndan alınan hibe destekle devam ediyor.

Müjdat KEÇECİ / Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı
Makine yapımında altyapı yatırımlarına ihtiyaç var

Denizli, özellikle teknoloji ağırlıklı makine yapımı sektöründe önemli bir atılım içerisinde. Makine üreticilerinin bu konuda önemli gereksinimleri, destek arayışları var. Sanayi Odası olarak bu konuda makine üreticileriyle örgütlü bir çalışma içerisindeyiz. Öncelikli birlikte kuracakları organize sanayi bölgelerine yönelik ihtiyaçlar var. Makine üreticileri özellikle ihracata dayalı sektörler için makine yapıyorlar. Bunun için altyapıya önemli yatırımlar yapılması gerekiyor. Dolayısıyla öncelikle makine sektörünün proje üretebileceğini düşünüyorum.

Denizli de ayrıca önce çıkan bakır ve kablo sektörü var. Bakır sektöründe yüksek teknolojilere hitap eden ürünler üretiliyor. Dünyada tamamen gelişmiş teknolojilere hitap ediliyor. Son zamanlarda özellikle bu konuda bir takım araştırma geliştirme çalışmaları var. Bakırın borsa malı olarak dünyada çok pahalı olması nedeniyle mutlaka alternatifinin de beraberinde getirilmesi gerekiyor. Bu konuda önemli gelişmeler, çalışmalar var. Kablo sektöründe de benzeri bir çalışma olduğunu biliyorum.

Bülent KARAKUŞ / Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı
Muğla’da teknokent yakında hayata geçecek

Rekabetçi Sektörler Programı’nın tüm Türkiye’ye yaygınlaşması olumlu bir gelişme. Program, daha önce yatırım yapılmayan bazı illeri kapsıyordu.

Buralarda zorla yatırım yapılması mümkün değil. Israr etmenin de anlamı yok. İlla, ‘Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yatırım yapılsın, teşvik verilsin’ deseniz de yatırımcı gidip, o illere yatırım yapmıyor. O nedenle programın ülkenin tümüne yayılması doğru. Bunun yanında artık teşvik sisteminde de bazı iyileştirmeler bekleniyor.

Muğla’da teknokent kurmak için hazırlıklarımız var, çok yakında hayata geçecek. Şirket kurma aşamasındayız. Ortaklık yapısı, hisse paylan aşağı yukarı belli oldu. Umarım bu teknokentte yer alacak şirketler, önümüzdeki dönemde Ar-Ge desteklerinden yararlanacak. Ana partner Muğla Üniversitesi. Sanayi odaları, belediyeler ve işadamlarından oluşan bir ortaklık yapısı var. Mutlaka bizim üretim şeklini dönüştürüp, yeni inovatif ürünlere yönelmemiz gerekiyor. Oda olarak teşvikleri, destek mekanizmalarını, fonları yakından takip ediyoruz, üyelerimize duyuruyoruz. Eğitimler düzenliyoruz. Projelere ilgi şu anda fena değil ancak beklenen düzeye ulaşmıyor. Şu anda yatırım iştahı yok. Alınan önlemler, mutlaka ileride etkisini gösterecek, yatırım iştahını artıracaktır diye düşünüyorum.

Mahmut ODABAŞI / GÜNSİAD Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
“Yeni proje geliştiremiyoruz”

Bölgenin şu an içinde bulunduğu durum, özellikle Diyarbakır ve çevresi için söylüyorum, yeni bir yatırım yapmayı engelliyor. Yeni proje geliştiremiyoruz. Huzur olmadığı için başka bir şey konuşamıyoruz. Bu tabloda iş düşünemiyoruz. Umarım bir an önce huzur ortamı doğar, yatırım yapmak isteyenler rahatlar. Beklemeye alınan, yarım kalan projeler var. Bölgede durum iyi değil. Tüm bunlara rağmen Diyarbakır Organize Sanayi’de, Mardin Kızıltepe’de işini devam ettirmek isteyenler var. Ancak çok hoş bir durum yok. Normalde dünya genelinde bir global kriz var. Emtiada fiyat çöküşü yaşanıyor. Bu bizim ülkemizde de etkisini gösteriyor. Bölgemizde ise daha fazla hissediliyor. Finansal yapımızda daralma var. İnşallah sorunlar kısa sürede çözülür.





Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir