Yeni İş Modeli Dikey Topraksız Tarım

Kim demiş kentte tarım yapılmaz diye

Dikey tarım teknolojisi, toprağa ihtiyaç duymaksızın kapalı alanlara yerleştirilmiş raflarda ürün yetiştirilmesine imkan veriyor. Kentsel binalarda tarımsal üretim yapılmasını sağlayan yöntem tüm dünyada hızla yaygınlaşıyor…

GIDA kıtlığı ve güvenliği son yılların en çok kafa yorulan konuları arasında yer alıyor. Dünyada hiç olmadığı kadar çok yiyecek üretilirken, bir yandan da aç insan sayısı bir türlü düşmüyor. Diğer yandan gıda güvenliği her ülke için sorun olmaya devam ediyor. Endüstriyel gıdaların insan sağlığı üzerindeki etkileri sıkça sorgulanırken, aşırı et tüketiminin sera gazı saliminin artmasına neden olduğu da biliniyor, işte bu kaygılara çözüm olarak doğan yeni bir trend var: Kentsel tarım. Bu tarım modelinin kullandığı yönteme temel olarak “agritech”, yani “teknolojik tarım” deniyor.

Daha çok insanı, besin değeri daha yüksek gıdalarla doyurmak amacını taşıyan agritech’in temel özelliği, teknolojiden yararlanarak iç mekanlarda doğal gıdalar üretmek. Teknolojik tarım, çiftçi olmasanız bile, hobi olarak evinizde kendi sebze ve meyvelerinizi yetiştirmenizi sağlıyor.

topraksiz tarim

YENİ TREND DİKEY TARIM

“Dikey tarım” olarak adlandırılan bir teknolojik tarım yöntemi, evinizin güneş almayan küçük bir odası. İşyerinizin bodrum katında atıl duran bir alanı veya depoda hiç kullanmadığınız bir bölümü verimli bir şekilde “suda ekim” yapmak için kullanmanızı sağlıyor. Dikey tarım basitçe, alt alta dizilen rafların içindeki bitkilerin besinden zengin suyun içine dikilmesi ve LED ışıklarının güneşi taklit etmesi anlamına geliyor. Kent içinde tarımı teşvik eden bu yöntem, 10 yıldır ABD, Avrupa ve Asya’da yaygınlaşıyor. Bu yöntemin trend olmasının haklı gerekçeleri bulunuyor.

Agritech kavramının bir anlamda “toplumsal” bir tarafının olduğunu savunan teknoloji uzmanları, teknoloji yardımıyla kent merkezlerinde küçük çiftlikler veya dikim alanlarının kurulabileceğini düşünüyor. Dikey tarım teknolojinin kent içinde sağladığı inovatif çözümler arasında en teknolojik olanı.

TEKNOLOJİ İLE KALİTELİ ÜRÜN

Skype aracılığıyla ABD’nin New York kentindeki Agritecture Consulting’in kurucusu Henry Gordon-Smith ile görüştük. Genç tarım teknolojisi uzmanı olan Gordon-Smith, dikey tarım alanında ABD’nin önde gelen danışmanlarından birisi olarak kabul ediliyor. Çekirdek beş kişilik bir ekibi bulunan Gordon-Smith, kent tarımı yapan şirketlerle yeni “kent çiftçilerini” bir araya getirerek, doğru agritech yönteminin uygulanmasını sağlıyor.

Gordon-Smith’in teknolojik tarım alanında genç bir girişimci olması, genç neslin tarımı, yaşlı insanların yaptığı ve kulağa çok da cazip gelmeyen bir iş kolu olarak görmediğini gösteriyor. “ABD’deki çiftçinin ortalama yaşı 58. Yeni nesil tarımı ve çiftçi olmayı bir hedef olarak koymuyor veya bu alanda iş yapmayı çekici bulmuyor. Ben bunun yanlış plduğunu göstermek istiyorum. Benim bu işe başlamaktaki amacım, kent yaşamında insanların gıda konusunda yaşadığı zorluklara teknolojik bir çözüm bulmaktı. Akıllı şehirlere akıllı çözümler getirilmesi gerektiğine inanıyorum. Dikey tarım daha kaliteli sebze ve meyve üretimini sağlamakla kalmıyor, genç-yaşlı herkesin birer çiftçi olabileceğini gösteriyor” diyen Gordon-Smith, dijital dünyanın yeni iş kolu haline gelen dikey tarımın çalışma modelini şöyle anlatıyor:

dikey tarim

“Müşterilerimize öncelikle amaçlarının ne olduğunu soruyoruz. Amaçları, evde küçük bir alanda söz gelimi bir ailenin tüketeceği kadar yeşillik yetiştirmek de olabilir, kapalı ve açık alanlarda daha geniş çaplı bir alanda mümkün olduğunca fazla mahsul alıp onları satmak da… Farklı amaçlara göre farklı çözüm önerileri sunuyoruz. Bazen üretim yapılacak alanın bir kısmına tamamen dikey tarım modelleri önerisini getiriyoruz, bazen de alanın büyük olduğu zamanlarda geleneksel tarım öneriyoruz.

Tüm analizleri yaptıktan sonra çiftliğin tasarım ve mühendislik aşamalarına geçiyoruz.” “İsterse bir otel, bodrum katındaki bir alanı LED ışıklarıyla beslenen bir sebze çiftliğine dönüştürebilir. İzbe, karanlık bir yer olması bizim için fark etmiyor. Bu alanı dönüştürerek restoranın mutfağında besin değerine güvendiği, taze olduğuna emin olduğu ürünleri kullanacaktır. Örneğin, ABD’de biz Meksika’dan gelen, ancak ne kadar taze olduğunu bilmediğimiz domatesleri yiyoruz. Besin değerinin ne olduğundan emin değiliz” diyen Gordon-Smith, basitçe ilkokuldaki “suda fasulye yetiştirme” deneyine benzeyen dikey tarımda üretilen gıdaların katkısız olmasının besin değerini yükselttiğini söylüyor. Kapalı ortamda tarım yapmanın bir artısı da, bitkinin büyüme koşullarını en yüksek seviyeye çıkarabiliyor olmanız.

AMATÖR MÜHENDİSLER

Görüştüğüm ABD’deki dikey tarım uzmanları, dikey tarıma başlamak isteyen birey ve girişimcilerin tek ihtiyacının özellikleri bulunmayan kapalı bir alan ve elektrik tesisatı olduğunu, dikey tarımla ortaya çıkarılan ekim alanlarının küçük yönetimler ve belediyelerin aracılığıyla halka açılabileceğine vurgu yapıyor. Kentsel tarım çiftlikleri kuran ve teknolojik çözümler üreten şirketler, teknolojik tarım trendin daha da yaygınlaşacağından emin.

Bu şirketler, kısa dönemde, “yıl boyunca yetişebilen, makul ve mümkün olduğunca sabit fiyatlı, uzun raf ömrü olan, daha az büzüşen, güvenilir, geniş bir yelpazede ürün çeşitliliği sunan, hava koşullarından bağımsız sebzeler” yetiştirmeyi amaçlıyor. Ancak bu süreci yavaşlatacak en büyük engel, dikey tarım başta olmak üzere teknolojik tarım fiyatının yüksek olması. Henry Gordon-Smith, dikey tarımın maliyetinin minimum 50 bin dolar olduğunu söylüyor. Diğer yandan özellikle büyük kentlerin zaman içinde dijital akıllı kentlere dönüştürülmesi projeleri yürütülürken, insanların bu dijital ortama ayak uydurmak için birer “amatör mühendis” olma gerekliliği, teknolojik tarımı yöntemleri için de geçerli. Dikey tarım yapmak isteyen kişinin teknolojiyi yönetebilecek ve doğanın üstlendiği hava-toprak-su koşullarını organize edebilecek bilgide olması gerekiyor.

Daha çok yeşillik yetişiyor

Dikey tarımda akla gelen ilk soru, “Kapalı ortamda, LED ışıklarıyla yetişen bir maydanozun tadıyla açık alanda toprakta yetişenin tadı farklı mı?” oluyor. Agritecture Consulting kurucusu Henry Gordon-Smith, bu soruyu açık yüreklilikle cevaplıyor: “Ben tattıklarımda büyük bir : farklılık hissetmedim ama bu benim hissim. Başkaları farklı hissetmiş olabilir.”

Bu tanm türünde yüksek fiyatın yanı sıra ikinci büyük dezavantajsa daha çok verim alınması bakımından yeşil sebzelerin tercih edilmesi. Gordon-Smith neden daha çok yeşilliklerin tercih edildiğini şöyle anlatıyor: “Aslında yetişmediğinden değil. Çok geniş yelpazede sebze ve meyve yetişebilir. Ancak özellikle dar alanlarda taneli sebzelerden toplanan ürün sayısı çok fazla değil. Öte yandan yeşilliklerden çokça yetiştirebiliyorsunuz.”

Asya’nın geleceği kentsel tarımda

Kentsel tarım uygulamaları bugün için uzak görünebilir ancak ABD’li ve Japon yatırımcılar, bu teknoloji tarım modelini yaygınlaştırmak için kendi ülkeleri dışında dünyanın en fazla nüfusuna sahip ve sebzenin yerel mutfağında önemli bir yer tuttuğu Çin’de de harekete geçti. San Francisco’da bir kent tarım tesisi bulunan ve İkincisini bu yıl Seattle’da açmaya hazırlanan ABD merkezli Plenty isimli kentsel tarım şirketi, Çin’in büyük bir pazar olduğunu düşünüyor. Amazon’un kurucusu Jeff Bezos ve Japon teknoloji şirketi SoftBank tarafından fonlanan Plenty’nin CEO’su Matt Barnard, Çin’in en az 300 kent çiftliğine ihtiyacı olduğunu belirterek, büyüyen Çin endüstrisinin toprağı ağır metal ve böcek ilacına boğduğunu savunuyor. Plenty, Pekin, Şanghay ve Şenzhen’de projelerini yerel yönetimlere, restoranlara ve süpermarketlere tanıtıyor.

Japonya’da 2006’dan bu yana topraksız, LED ışığıyla marul yetiştiren Kyoto’daki Spread isimli firma 200’ü aşkın kent çiftliğinde günde 20 binden fazla marul topluyor. Kyoto’da geçen yıl ikinci çiftliğini açan Spread iki çiftlikte toplam 50 bin marul üretmeyi hedefliyor. Spread’i diğer dikey tarım şirketlerinden farklı kılansa, dünyada birkaç yerde bulunan tam otonom çiftliklere sahip olması. Tohumların ekilmesi, suya yerleştirilmesi ve hasat işi yapay zekalı robotlar tarafından gerçekleştiriliyor. Spread, otomasyonun iş gücü giderlerini yüzde 50 düşürdüğünü, öte yandan karlılığı artırdığını bildiriyor.

Şule Güner





One thought on “Yeni İş Modeli Dikey Topraksız Tarım

  1. burada yapılan röportajda dikey tarım sistemlerinin fiyatı tohumların temini gibi konularda bahsedilse daha faydalı olurdu hep çanak sorular özendirici tekrar cümleler .girişim için bilgi adres yok

saim karabey için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir