Tezgahtarlıktan Patronluğa Girişimcilik Hikayesi

TAM bir girişim hikayesi bu. Sultanhamam’da atkı, bere, şort satan bir firmada tezgahtar olarak işe başlayan Adıyamanlı Hüseyin Yolcu, iki yıl sonra bu firmada müdürlük koltuğuna oturuyor. Bu sayede Anadolu’nun farklı şehirlerinde yüzlerce bayi tanıyor. Yedi yıl çalıştığı bu firma maaşına zam yapmayınca arabasını satıp ticarete atılmaya karar veriyor. Kiraladığı bir arabayla Bursa’dan Afyon’a, İzmir’den Ankara’ya çeşitli şehirleri dolaşıp sipariş toplayan Yolcu, İstanbul’a döndükten sonra elindeki paranın tamamını çuvala yatırıyor. Piyasada vadeli ürettirdiği ürünleri aynı fiyata fakat peşin paraya çuval çuval Anadolu’ya gönderiyor. Böylece sermaye birikimi yapıyor.

Hüseyin Yolcu’nun 2014 yılında İstanbul Mercan’da kurduğu ve İtalyanca’da “Doğru yol” anlamına gelen Granz Tekstil 2020 yılında yaklaşık 10 milyon parça ürün satmış. Yıllık 250 milyon TL cirosu olan şirketin Diyarbakır’dan Van’a, Bursa’dan Batman’a Anadolu’nun birçok şehrinde 50’nin üzerinde üreticisi var. Yolcu bu sıralar gözünü Avrupa’ya da dikmiş durumda. 6 ay önce İngiltere’de Granz U.K. ismiyle bir şirket kurmuş. Ancak bu pazarla yetinecek gibi görünmüyor. Atkı, bere ve şortun yanına son dönemde çok ilgi gören ev giyimini de portföyüne ekleyen Yolcu, Hollanda ve Almanya’da kuracağı firmalarla Avrupa’da büyümenin peşinde. Granz Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yolcu ile ilginç girişim hikayesini ve yeni hedeflerini konuştuk…

huseyin yolcu

Ticarete nasıl başladınız?

Adıyaman Sincik doğumluyum. İstanbul’a çalışmak için 2002 yılında geldim. Eminönü’nde Çinili Han’da çay şeker dağıtımı yapan bir firmada işe başladım. Geceleri hanlarda yatıyorduk. Ancak üç ay dayanabildim. Üç ay sonra İstanbul’un bana göre olmadığını düşünündüm ve askere gitmeye karar verdim. Askerliğimi Antalya’da yaptım.

Askerlik bittikten sonra ilk önce Antalya’da bir iş yapmayı düşündüm. Otogarda yedek parça servisi yapan bir firma açmak istiyordum fakat olmadı. Orada uygun bir iş bulamayınca tekrar İstanbul’a geldim.

Tekstille tanışmanız nasıl oldu?

Şeker ve çay satan firmada çalışırken aynı handa atkı, bere, şort satışı yapan bir firma vardı, onlarla tanışmıştım. İstanbul’a gelince direkt o firmaya gittim. Elemana ihtiyaçları olmadığını söylediler fakat zorla kendimi işe kabul ettirdim. Tezgahtar olarak işe başladım. Firmada 15 kişi çalışıyordu, ben en alt kademeden başladım. Yerleri süpürüyor, yemekleri getiriyordum. Malların dizilmesi gibi angarya işler de bana aitti. Fakat çalışmaktan başka çarem yoktu. İki sene sonra o firmada müdür oldum ve orada yedi yıl çalıştım. Hiç para biriktirmedim sadece bir araba aldım. 2014 yılında arabamı değiştirmek için maaşıma zam istedim fakat yapmadılar, onun üzerine işten ayrıldım. Arabamı da sattım. Yanımda kardeşim ve kuzenim de çalışıyordu. Diğer kardeşim de bir başka firmada çalışıyordu. Hepsi işi öğrenmişti. Fakat aklımda bu işi yapmak yoktu. Anadolu’daki müşterileri ziyaret etmeye karar verdim. Onların bakış açısı nasıl diye merak ediyordum. Bir arkadaşımın arabasını kiraladım. İlk önce Bursa’ya gittim. Şort satan bir firmadan tanesi 10 TL’den 10 bin adet şort aldım. Mudanya ilçesine gittim, aldığım şortları 15 TL’den sattım. Ardından Afyon, Uşak, İzmir ve Ankara’da tanıdığım bayileri ziyaret ettim. Onlardan ciddi miktarlarda sipariş aldım. Gelecek olduğunu düşündüğüm bu işi yapmaya karar verdim.

Kendi işinizi kurma öykünüzü paylaşır mısınız?

İstanbul’a döndükten sonra Ekberi Han’da dükkan tuttum. Kardeşlerimi ve kuzenimi de yanıma aldım. 2014 yılında Granz Tekstil’i kurdum. Cebimdeki tüm parayı verip bir kamyon dolusu çuval aldım. Çünkü çuval çuval mal satacağıma inanmıştım. O çuvalları halen kullanıyoruz. Başladım piyasadan aktı, bere ve şort toplamaya. Hiç sermayem yoktu. Sermaye edinmek için vadeli aldığım ürünleri aynı fiyata peşin paraya satıyordum. İlk sene 1 milyon 700 bin TL’lik ciro yaptık. Daha sonra imalatçı bir firmayla ortaklığımız oldu. Çünkü bende Anadolu’nun her yerinden müşteri vardı. Onlar üretiyor, ben satıyordum. Fakat sadece o firmadan değil, herkesten mal alıyordum. Üç yıl sonra aramızda sorun çıkmaya başladı. O firmayla yolları ayırdık.

İşlerinizi nasıl büyüttünüz?

2017 yılında kurumsal firmalara da mal satmaya başladık. Bunun için ayrı bir ekip kurduk. Şirket kültürünü bozmadan yeni bir kanal açtık. Mağaza zincirlerine mal satmaya başladık. Bir zincir marketle başladık, daha sonra sayı hızla arttı. Bu yeni açtığımız yolda güçlü bir şekilde ilerledik. Şu anda da piyasaya mal satan ekimimizle mağaza zincirlerine hizmet veren ekibimiz farklı. Sultanhamam ve Mercan’da toptan satış yapan üç mağazamız, bir de genel merkezimiz var. Şu anda kendi alanımızda Türkiye’de lider firmayız.

Pandemi satışlarınızı etkiledi mi?

Pandemi bizim için yeni bir fırsat yarattı. İnsanların ev içi giyime yöneldikleri bir dönemde biz zaten ev içi giyim üretiyorduk. Fakat çeşitliliğimiz azdı. Çeşitliliğimizi artırdık. İki üç tane tek alt yaparken şu anda 25 farklı modelde tek alt yapıyoruz. Pijama gibi üst grup devreye girdi. Bunlar bizde yoktu. Dünyada ev içi giyime büyük talep oluştu. Bu alanda büyük bir başarı yakaladık ve bundan dolayı rotamızı Avrupa’ya çevirdik. Altı ay kadar önce İngiltere’de Granz U. K. diye bir şirket kurduk. Orada bir ekibimiz var. Bir ekip de buradan oraya gitmek için hazırlanıyor. Orada hem toptan satış hem de online satış yapacağız. Bedenlerimiz İngiltere’ye çok uyduğu için o pazarı düşündük. Sadece İngiltere ile sınırlı kalmayacağız. Almanya ve Hollanda’da da şirket kurmak istiyoruz. Almanya’da bir ekibimiz çalışıyor. Orada da bir ofis ve depo açmayı planlıyoruz. Peşine de muhtemelen Hollanda gelecek.

Avrupa pazarına yönelik hedefleriniz neler?

Rahat giyim ürün grubunda çok iddialıyız. İki üç yıl içinde bu grupta Avrupa’nın önemli bir kısmını biz giydireceğiz. Avrupa’ya en az 10 milyon parça mal satarız. En ucuzu 5 euro olacak. Ev giyimine Avrupa’da büyük talep var. Satışlarımızın bir kısmının döviz bazında olması açısından da Avrupa pazarı bizim için çok önemli. Çünkü bizim ürünlerin tamamının girdisi döviz. Dövizle alıp imalat yapıp TL’yle satış yaptıktan sonra tekrar dövize çevirdiğinizde ciddi sıkıntılar yaşayabilirsiniz. Bu yüzden satışımızın yüzde 40’ını döviz bazında yapmak istiyoruz. Şu anda bir miktar ihracatımız var. Almanya, Fransa, Tunus, Rusya ve İran ihracat yaptığımız ülkeler. Hollanda dünyanın tekstilde en büyük deposu. Bu ülkede çok büyük depolar var. özellikle ABD’de envanter kapatıp onun mallarını Avrupa’ya satan depolar var. Biz de o pazarda yerimizi alacağız. ABD’den ve Türkiye’den alıp Avrupa’ya satacağız. Bunun için bir dış ticaret ekibi kurmak istiyoruz. Bunun çalışmalarına başladık.

Tedarikçilerimizi rahatlattık

Vadeler çok kısaldı. Faizler yüksek olduğu için bankalardan istediğimiz oranda kredi kullanamıyoruz. Faizlerin düşmesi piyasaları hareketlendirir. Tedarikçilerimizi rahatlatmak için son 1 yıl içinde kendilerine nakit 10 milyon TL ön ödeme yaptık. Böylece istihdamı da artırdık. Türkiye’de hammadde eksikliği olduğu için iplik fiyatları sürekli artıyor. Bu da maliyetlerimize yansıyor. Hazır giyim sektöründe Türkiye’nin önünde ciddi fırsatlar var. Bu fırsatları değerlendirmek için üretimde ölçeği artırmalıyız. Küçük adetlerle bir yere varamayız. Altyapısı güçlü olan, kendini yenileyen, vizyonu olan firmaların geleceği parlak.

“Lojistik ve enerji sektörlerine gireceğiz”

Hazır giyim sektöründe büyük hedefleri olan Granz Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yolcu, başka sektörlere de girmenin arayışı içinde. Özellikle lojistik sektörüne son derece sıcak bakan Yolcu bu konuda şunları söylüyor: Özellikle lojistik bizim giderlerimizin önemli bir parçasını oluşturuyor. Geçen yıl toplam giderlerimizin yüzde 7.5’ini lojistik oluşturdu. Bu çok büyük bir oran. Bu yüzden lojistiği kendi bünyemize almak istiyoruz. Bir filo kurup ürünleri çok önemli noktalara kendi araçlarımızla taşımayı düşünüyoruz. Temizlik ürünleri sektöründe faaliyet gösteren bir firmayla temastayız. 0 firmayı da bünyemize katmayı düşünüyoruz. Önümüzdeki beş yıl içinde Granz Tekstil’in holdingleşmesi için çaba sarf edeceğiz. Güneş enerjisi projeleriyle ciddi bir şekilde ilgileniyoruz. Türkiye’nin bu alanda büyük potansiyeli var. Bu alana da mutlaka girmek istiyoruz.

ÖZBEY MEN





Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir