Japonların Türkiye’deki Yatırımları Artıyor

Japonların Türkiye’deki yatırımları giderek artıyor. Bunun nedeni Türkiye’nin bölgesindeki güçlü konumu. İmalatçı Japon firmaları, Türkiye pazarının potansiyelini ve üretim gücünü çok önemsiyor…

Bölgesel güç TÜRKİYE’DEN Yatırım JAPONYA’DAN

TIPKI insanlar gibi devletler de dost olup dost kalıyor. Türkiye ile Japonya arasındaki dostluk bu konuda mükemmel bir örnek. 1890’da Ertuğrul firkateyninin Japonya açıklarında batması sebebiyle 527 Türk denizci hayatını kaybetmiş ve kurtulan 69 denizciye bölgedeki Japonlar yardım etmişti. Ölen denizcilerin cesetleri uzun süre kıyıya vurmuş, temel geçim kaynağı balıkçılık olan halk ölülere hürmeten üç yıl boyunca balık tutmamıştı. Bu olaydan 95 yıl sonra, yani 1985’de Irak-îran savaşı sırasında Tahran’da mahsur kalan 215 Japon, Saddam’m bombardımanına saatler kala THY uçağıyla kurtarıldı. Dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın emriyle Tahran’a giden THY uçağının hikayesi Japon gazetelerinde “Yüzyılın Sınır Ötesi Kurtarma Operasyonu” başlığıyla verildi. Türk-Japon ilişkilerinin 100. yılı sebebiyle Barış Manço’nun Soka Üniversitesindeki muhteşem konserinde 20 bin Japon’un bayrağımızı sallaması hala gözlerimizin önünde. 1999’da yaşadığımız Gölcük depremine kayıtsız kalamayan Japon dostlarımız yardım paketleri yolladılar. 2003 senesi Japonya’da “Türk Yılı”, 2010 ise Türkiye’de “Japon Yılı” olarak kutlandı.

Yıllardır gelişen bu dostluk neticesinde 2017’de Türkiye ile Japonya arasındaki ticaret hacmi 4.6 milyar dolara ulaştı. Yıllardır sürekli bir ivmeyle artan ikili ticari ilişkilerde Japonya’nın ihracatı yüzde 90 düzeyinde. Türkiye pazarında faaliyet gösteren ve üretim yapan Japon firmaları pazardan memnun görünüyor. Türkiye’ye giren Japon firma sayısı artmaya devam ediyor. Japonya Başkonsolosluğunun 2016 verilerine göre, Türkiye’de 188 Japon şirket bulunuyor. Japonya’daki Türk Büyükelçiliğinin verilerine göre ise, Japonya’daki Türk şirket sayısı ancak bir elin parmakları kadar. Havayolu, inşaat, iş makineleri ve tekstil alanında Japonya’da faaliyet gösteren sadece beş firma mevcut. Türkiye’de faaliyet gösteren köklü Japon firmaların yöneticileriyle görüşerek Türkiye’deki yatırımlarını konuştuk…

japon ortaklik

PAZAR ARAŞTIRMASI ÇOK ÖNEMLİ

Japonya’nın İstanbul Başkonsolosu Norio Ehara, kendisiyle yaptığımız görüşmede iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin Atatürk dönemine dayandığını belirtti. Ehara, Kozui Otani isimli bir Japon girişimcinin Atatürk’ün izniyle İş Bankası ortaklığıyla 1927’de Parfüm Kimya Sanayi A.Ş. adlı ilk Japon sermayeli şirketi kurduğunu söyledi. Daha sonra 1929 yılında Bursa’da Japon-Türk ortaklığıyla bir tekstil fabrikası kurulmuş. Geçmişten beri iki ülke ilişkilerinin iyi düzeyde devam ettiğini, son yıllarda Japon firmaların Türkiye’de yatırımlarının arttığını söyleyen Başkonsolos, Japon şirketlerinin Türkiye’yi “Avrupa’ya açılan kapı” olarak gördüğünü belirtiyor.

Türkiye’nin coğrafi konumundan dolayı dünya ekonomik sistemi içinde çok değerli bir yere sahip olduğuna değinen Ehara, genç nüfusun ve yetenekli mühendislerin Türkiye’yi yakın gelecekte çok ileriye taşıyacağını belirtiyor ve “Türkiye pazarı Japonya’nın fırsatlarıyla birleştiğinde çok güzel bir iş ortamı ortaya çıkıyor” diyor. Türkiye’deki üretim maliyetlerinin Avrupa ülkelerine kıyasla ucuz olduğuna da değinen Başkonsolos, Japon firmaların bu sebeple Türkiye’de üretim yaptıklarını vurguluyor. Türkiye’de mevcut istikrarlı hayatın Japon yatırımcılar için çekici olduğuna değinen Ehara , “Ekonomik göstergeleri dengeli ve yabancı yatırımcıya olanaklar sağlayan bir ülkede yatırım yapmak Japon firmaları motive ediyor” diyor. Türk yatırımcılardan da bahseden Ehara, “Japon firmalar Türkiye’ye geldikleri zaman pazar araştırmasına ciddi süreler ayırıyor. Türk firmaların ise Japonya’ya yatırım yapmaya gittiklerinde pazar araştırmasına ve pazarlamaya daha az zaman ayırdığı görülüyor” yorumunu yapıyor.

GENÇ NÜFUS BÜYÜMENİN GARANTİSİ

1997 yılından beri Türkiye otomotiv sanayisinin önemli aktörlerinden biri olan Honda, Türkiye’de 20 yıldır 350 binden fazla araç üretti. Firma Türkiye’deki 20’nci yılını 40 milyon euro’luk ikinci yatırım ile taçlandırdı. Yılda 50 bin araç üretmeyi planlayan firma, bu araçların yarısını yurtdışma ihraç edecek. Geçtiğimiz günlerde 2018 model motosikletlerin lansmanını yapan Honda’nm Türkiye Başkanı Takuya Tsumara, Türkiye’nin büyüyen nüfusunun büyük avantaj olduğunu söylüyor. Tsumara, “Şu an Türkiye’de yaş ortalaması 33, bu Türkiye’yi bölgesinde çok avantajlı hale getiriyor.

Bu genç nüfus Türkiye’de büyümenin garantisidir” diyor. Otomotiv endüstrisinin Türk hükümeti tarafından desteklendiğini söyleyen Tsumara, firma olarak Türkiye’de yapacakları yatırımlara devam edeceklerini dile getiriyor.

YATIRIM POTANSİYELİ ÇOK YÜKSEK

Türkiye’de Anadolu Grubu ile Japon şirketi Tsuzu Motors ve Itochu Corporation’un ortaklığıyla faaliyetlerini sürdüren Anadolu Isuzu, yoluna ürün portföyünü sürekli genişleterek devam ediyor. Kamyon, kamyonet, midibüs, otobüs ve pick-up segmentlerinde üretime devam eden firma, 2017’nin ilk üç aylık döneminde Türkiye’ye 6.6 milyon TL’lik yatırım yaptı. Şirketin Genel Müdürü Tuğrul Arıkan, Türkiye pazarına ilişkin şunları söylüyor:

“Döviz kurları, 15 Temmuz süreci, Zeytin Dalı Operasyonları elbette tüm firmaları karar alma aşamasında etkiliyor ancak biz ülkemize her zaman inanıyoruz ve yatırımlarımıza devam edeceğiz. Ülkemizde yatırım yapıp, kendi araçlarımızı Türk mühendislerle birlikte üretip ihracat rekorları kırıyoruz. Türkiye’nin yatırım potansiyeli yüksek olmaya devam edecek.”

YENİ YATIRIMLAR İÇİN HEYECANLI

Mitsubishi Electric’in de Türkiye’ye olan ilgisi gün geçtikçe artıyor. Şubat 2018’de Manisa’da açtığı klima fabrikasıyla Türkiye’deki yatırımlarına bir yenisini ekleyen Japon şirket bu fabrikaya 382.5 milyon TL’lik yatırım yaptı. Fabrika açılışında Türkiye’nin kendileri için stratejik öneme sahip olduğunu söyleyen Mitsubishi Electric Dünya CEO’su ve Başkanı Masaki Sakuyama, “Türkiye’nin Avrupa ve Rusya pazarına olan yakınlığı bizi burada yatırım yapmaya itiyor. Türk hükümetinin sağlamış olduğu çok cazip teşvikler ve yatırım aşamasındaki kolaylıklar özellikle gümrük vergisinden muaf tutulmamız bu bölgede yatırım yapmak için bizi heveslendiriyor” diyor.

“Türkiye’deki yüksek oranlı büyümeyi gördükçe buraya yapacağımız yeni yatırımlar için heyecanlanıyoruz” sözleriyle Türkiye’ye olan ilgilerinin ileride de devam edeceğinin ve yatırımlarının bundan sonra da süreceğinin sinyallerini veriyor.

YATIRIMCIYA KOLAYLIK SAĞLANIYOR

Seiko Optik’in 2015’de Türkiye pazarına fiilen girdiğini söyleyen Seiko Optik Türkiye Genel Müdürü Suat Çam, Japonların Türkiye pazarında yatırım yapmaya çok istekli olduklarını söylüyor. 2020 yılına kadar Türkiye optik sektöründe önemli bir yer edinmeye çalışacaklarını belirtenÇam, Japonların arge çalışmalarını çok detaylı ve nitelikli yaptıklarına değinerek, “Türkiye’ye yatırım yapacak şirketler araştırmalarını uzun tutuyor, bu sayede Türkiye pazarında kalıcı oluyorlar” diyor. 2020 yılında pazarın en az yüzde 10’una sahip olmayı istediklerini belirten Çam, “Japonlar istekli. Hükümetimizde yabancı yatırımcıya büyük kolaylık sağlıyor. Ancak sektörümüzde çerçeveden alman yüzde 30 vergi bizleri zorluyor” diyor. Türkiye’nin ilk göz haritasını yapmak için çalışmalarım sürdüren firma, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde düzenlediği farkmdalık organizasyonlarıyla dikkat çekiyor.

EĞİTİMLİ, YETKİN, DİNAMİK İŞGÜCÜ

Toyota, 2016 sonunda Türkiye’de üretilmeye başlanan ilk hibrit modeli olan C-HR için 400 milyon euro yatırım yaptı. Bu yatırımla birlikte firmanın Türkiye yatırımı toplamda 1.8 milyar euro’ya ulaştı. Türkiye pazarını değerlendiren Toyota Türkiye CEO’su Hiroshi Kato, Türkiye’nin çok büyük bir potansiyeli olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam ediyor:

“Türkiye, otomotiv üretiminde 70 yıla yakın bir geçmişe sahip. Bugün ana sanayinin yanı sıra otomotiv üretimine parça tedarik eden pek çok yan sanayii firması var. Üretim ve ihracatta olduğu gibi Türkiye otomotiv pazarının da büyüyüp, gelişeceğine inanıyorum. Bununla birlikte gerek stratejik konumu ile farklı pazarlara yakınlığı, gerekse eğitimli, yetkin ve dinamik işgücü Türkiye’nin diğer güçlü yönleri olarak öne çıkıyor.”

DİNAMİK BİR PAZAR

Japonların, Türkiye’yi sürekli gelişen ve büyüyen dinamik bir pazar olarak gördüğünü belirten Yamaha Türkiye Ülke Müdürü Bora Berker Cansever ise ülkedeki motosiklet sayısının önümüzdeki 10 yıl boyunca artacağını söylüyor. Yamaha’nın bu potansiyeli görerek Türkiye’ye yatırım yaptığını dile getiren Cansever sözlerini şöyle sürdürüyor: “Yamaha Motor Japonya, ülkemizin şartlarına uygun ve Türkiye’ye özel Euro 4 normlarına uyumlu modeller geliştirmeye devam ediyor.”

Yakın zamanda Türkiye’de 10 milyon dolarlık ek fabrika yatırımı yapmayı planladıklarını söyleyen Daikin Türkiye CEO’su Haşan Önder’de “Avrupa yüksek maliyet dezavantajına sahip ve doygunluğa ulaşmış bir pazar, Arap ülkeleri ise pazar olarak iyi olsa da üretim ve işgücü açısından dezavantajlı. Türkiye ise coğrafi açıdan önemli bir merkez olmanın ötesinde maliyet-kalite dengesinin iyi olması açısından üretim yatırımları için büyük avantajlara sahip” diyor. Bunun yanı sıra, Türk ekonomisinin tüketime dayalı olmasına da değinen önder, “ Türkiye’nin nüfusunun kalabalık ve genç olması da ülkeyi satış açısından iyi bir pazar haline getiriyor” diyor.

Haşan Murat MERCAN / Türkiye’nin Tokyo Büyükelçisi
“Japonya’da iş yapmak kolaylaşacak”

Japonya’da yatırım yapan Türk firma sayısı az. Şu ana kadar havayolu, inşaat, iş makineleri ve tekstil alanında faaliyet gösteren sadece beş firmamız mevcut. Bu sayı artmalı. Büyükelçiliğimiz, Ticaret ve Ekonomi Müşavirliklerimiz iş adamlarımıza destek oluyor.

Potansiyel yatırımcılarımızı Japon muhataplarıyla toplantı, seminer, resepsiyon, iş yemekleri gibi faaliyetlerle bir araya getirmeye gayret ediyoruz. Japonya’da iş yapmak isteyen Türk yatırımcı için en önemli husus hukuki güvence ve elverişli yatırım teşvikleri. 2014 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla iki ülke arasındaki Ekonomik Ortaklık Antlaşmasını müzakereye açtık. Müzakereler ilerliyor. Ekonomi Bakanımızın 11-13 Mart 2018 tarihlerinde Japonya’ya gerçekleştirdiği ziyaret de bu anlamda sürecin itici gücü oldu. Önümüzdeki dönemde Türk yatırımcı Japonya’da daha rahat iş yapabilecek. Yüksek kalitede üretim yapan veya hizmet veren her yatırımcının Japonya’da başarılı olması mümkün.

Burada kritik olan nokta, pazara girişte uygun ortağın bulunması, ürün ve hizmet kalitesinin uygunluğu ve piyasada tutunabilmek için ihtiyaç duyulan süre boyunca sabırlı olunması. Türk iş dünyasının müteahhitlik sektöründeki bilgi ve tecrübe birikimi, nitelikli işgücü ile Japonya’nın yüksek teknolojisi, geniş finans kaynakları birbirini tamamlar nitelikte. Bunları birleştirerek iki tarafa da fayda sağlayacak ortaklıklar geliştirmeyi, Sahra Altı Afrika, Ortadoğu ve Orta Asya bölgeleri başta olmak üzere üçüncü ülkelerde altyapı projelerine ortak girmeyi teşvik ediyoruz. 12 Mart günü Tokyo’da düzenlenen Müteahhitlik İşbirliği Semineri’ne Türk tarafından dokuz büyük inşaat şirketi ile Japonya tarafından 80’in üzerinde büyük ve orta ölçekli inşaat şirketi katıldı. Seminer sonrasındaki görüşmelerdeki sinerjiden memnun kaldık.

Japon dağıtım sistemine özgü uygulamalar

■ Tatane: Liste fiyatı sistemi olan bu uygulama Japon iş piyasalarında yaygın olarak kullanılıyor. Üreticiler ürünleri için her bir dağıtım ve nihai satış aşamasında “üreticinin teklif ettiği fiyat” şeklinde ifade edilen bir standart fiyat tespit eder. Bu sayede üreticiler kolaylıkla kendi ürünlerinin fiyatının düşmesini engeller ve kar marjlarını makul bir düzeyde tutar. Uygulama tüketiciye satın alma sırasında ürünün gerçek fiyatı ile ilgili net bir fikir verir.

■ Henpin: Satılmayan malın perakendecilerden toptancılara, toptancılardan üreticiye geri gönderilmesi sistemidir. Japonya’da satılmayan ürünler üreticiye geri döner. Dağıtım kanalındaki alıcı ve satıcılar satın alınmayan ürünün riskini paylaşır. Bu durum büyük perakendecilerin dağıtım sistemi içinde güçlenmelerine neden olabileceği gibi perakendecilerin kendi satışlarını artırmaya yönelik faaliyetlerini teşvik etmeyi engelleme gibi bir sakıncaya da sahiptir.

■ Geri ödeme sistemi: Japonya’da belirlenen bir dönemin sonunda ödeme yapılması beklenir. Japon sisteminde iş ilişkilerinin uzun ve devamlı olacağı inanışı var. Bu, bazen satışları teşvik etmek olarak değerlendirilebileceği gibi, bazen de satılmayan ürünün iadesinde olduğu gibi perakendecilerin daha başarılı olma çabalarını sınırlayan bir unsur haline de dönüşebiliyor.

■ Keiretsu: Bu sistem üreticilerin kendi ürünlerini pazarlama amacı ile kendi satış ağlarını kurup, ürünlerini kendi kanallarından satışa çıkarmalarını ifade eder. Üretici ve dağıtımcıların dikey ilişkisi, perakendecilerin tüketicilere sundukları hizmetleri geliştirmelerine yardımcı olur. Buna ek olarak tüketici bilgilerini direkt olarak üreticiye ileten ve geleceğe göre tasarlanarak ürünün tüketici tercihlerine göre daha fazla şekillenmesine imkan tanıyan ayrı bir kanal da oluşturulur.

Türk işadamlarına hatırlatmalar

■ Pasaport ve vize: Japonya’ya yapılacak gezi, toplantı ve iş amaçlı geziler için Türk vatandaşlarından üç aya kadar vize talep edilmiyor. Ancak 2008’den itibaren uluslararası terörizm önlemleri çerçevesinde, ülkeye giriş yapan tüm yabancıların resmi çekilip parmak izleri alınıyor.

■ Lisan: Japon işadamları iş görüşmelerinde ana dillerini kullanmayı tercih ediyor ancak bu trend son zamanlarda genç nesille birlikte değişmeye başladı. Japonca tercüman ücreti yarım gün için 50.000 yen, tam gün için 80.000 yen civarında.

■ Ulaşım: Türk Hava Yolları’nın İstanbul’dan Tokyo’ya Pazartesi, Salı, Perşembe ve Cumartesi günleri, Osaka’ya ise Çarşamba, Cuma ve Pazar günleri seferi var. İstanbul’dan Japonya’ya uçuş yaklaşık 12 saat sürüyor.

■ Haberleşme: Japonya’da yedi adet uluslararası telefon şebekesi bulunmakta. Bu şebekelerin indirimli tarifeleri hafta içi 19.00-23.00, hafta sonları 08.00-23.00 saatleri arasında uygulanıyor.

■ Güvenlik: Japonya’da suç düzeyinin düşük olduğu için güvenlikle ilgili sorunlar minimum düzeyde.

Mustafa Emre Selek





Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir